kırsal bir yerdeki müstakil evimden arabayla geri geri çıkıyorum sonra yola dönüp devam ederken scooter üzerinde ilerliyorum. Scooterın direksiyon kısmı çok yukarıdaydı zar zor kontrol edebiliyor hızlı gidemiyordum. Direksiyonu kendi kullanabileceğim seviyeye ayarladıktan sonra çok hızlı ilerlemeye başladım, kalabalıkların arasından hızlıca geçiyordum ve herkes bana yol veriyor önümden çekiliyordu. Sonra bir yere gittim cadde üzerindeydi, sanki bir başvuru yeri gibi. Bu arada yolda giderken öğretmen olacağım düşünceleri, sesleri kafamdan geçiyordu. Hatta biyoloji öğretmeni olacakmışım ve eski lisedeki biyoloji öğretmenim aklıma geliyor onunla bu durumu paylaştığımı hayal ediyordum. Sonra başka bir rüyaya sıçradım.
Yatırım yapma planları yapıyorum ev yaptıracakmışım, hatta bir yerler bakıyorum işte buraya bina yaptırsam kimlere satarım öğrencilere falan satarım belki diye aklımdan hesaplar yapıyorum.(yukarıda yazdığım kısım mı yoksa şimdi yazdığımı mı ilk gördüm tam hatırlayamıyorum.) sonra aşağıdaki kısıma geçiyor rüyam.
Eskiden yaşadığımız bir evdeyim. Camdan dışarıya bakıyorum dışarısı sanki deniz gibi ve ev hızla sanki ilerliyor suyun üzerinde kocaman boz ayı görüyorum sanki balık avlar gibi duruyor. Ev hızla yanından geçip ilerliyor fakat ilerlerken bir süre sonra sanki aynı ayının veya tıpatıp benzer başka bir ayının yanından geçiyoruz. Bu bir kaç defa tekrarlıyor. Dışarıda sel varmış gibi bir hisse kapılıyorum, ev suyun içerisine girerse bir kayaya çarparsa ne olacak diye içimden geçirirken su seviyesi, dışarıyı seyrettiğim camın seviyesinin üzerine çıkıyor altın iniyor. Aklımdan geçen büyük bir felaketin olduğu heryerin sular altında kaldığı ve vahşi hayvanların etrafta dolaştığı idi. Bu heyecanla odadan çıkıyorum. Tam aklımdan ya ayılar eve girerse diye geçirirken yan odaya bir yavru ayı ve tam emin değilim ama bir de büyük ayı ama büyük ayıdan tam emin değilim girmişler. Ben odanın kapısını sıkıca kapatıyor ve dışarı çıkmaya hareket ediyorum. Yener adında kuzenim beliriyor hemen dışarı çıkamamız gerektiğini falan söylüyorum, o biraz savsaklasa da dışarı çıkıyoruz. Ama dışarıda sel falan yoktu ama hava gündüz olmasına rağmen kapalıydı. Yan bloklardaki zillere basıyorum ilkinde kimse kapıyı açmıyor fakat bir yandakinde dış kapıyı açıyorlar bu arada ayaklarım çıplaktı kuzenim ama ayakların çıplak diyor, ben de boşver şimdi hemen gidelim diyorum. Açılan dış kapıdan hızlıca içeri girerken kuzenim gene isteksiz tam dış kapının önünde duruyor, ben de önce sinirli sonra daha yumuşak şekilde içeri girmeye ikna ediyorum ve beraber en üst kata çıkıyoruz. Orada hoş karşılanıyoruz ve sizi çok merak ettik geldiğinize sevindik diyerek buyur ediliyoruz.