Merhaba,
“Otoban” sizin sevdiğinizi, ”Orman” sizi seveni temsil ediyor.Otobandan umudu kesince onun üstünde ama ondan hariç olarak arabanın içinde ilerliyorsunuz.Nedenini bilmeden ağlamanız,sizin sevginize neden karşılık vermediğini anlamlandıramadığınıza istinaden(size hiç demesi vs).
Araba sembolü kendinizi “Otobana” karşı korumaya aldığınızı gösterir.Aslında hem ona,hem de başkalarına karşı.Yani hem sizi sev(e)meyene hem de sizi sevene karşı bir koruma bu.Tek başınasınız, ilerlemeye çalışıyorsunuz ama hala otobandasınız.Onunla ama onsuz gibi.Platonik ilerlemede de denilebilir buna.Sonra siz ne kadar tedbir de alsanız sizi seven önünüze atlıyor.Bu öne atlama sizi seven kişinin “birden”,”apansız”,”zamansız” bir şekilde sizin “hayatınıza girişini” sembolize eder.Bu öyle bir giriş ki koca “Orman” onun hareket alanı,yani herhangi bir kaldırım,iz ona dair bir belirti vs de yok onunla ilgili olarak sizde.Onu takip edebileceğiniz,gelişini görebileceğiniz,nerden çıkacağını öngörebileceğiniz herhangi bir bilgiye,önseziye,tahmine vs sahip değilsiniz.Onun özelliği ve sevgisinin gücü bu.Orman gibi.Siz o koca Orman içinden geçen ince uzun otobanda ilerlerken ve de ,ne olduğunu nereye gittiğinizi bile bilmeden ilerlerken ve kendinizi tüm dünyaya karşı izole etmişken birden önünüze çıkıyor.
Ona çarpıyorsunuz.Bu çarpma mecburi bir durum.O yola çıkmaya karar verdikten sonra sizin yapabileceğiniz bir şey yok zaten.Ormanın içinde ilerliyorsanız Ormanın sahibi istediği zaman çıkabilirdi karşınıza.Onun çıkma zamanı sizin en üzgün en bitkin olduğunuz zaman.Yani siz onun farkında değilsiniz ama o sizin gayet farkınızda.Her halinizden haberdar.Ne zaman müdahale edeceğini ne zaman hayatınıza gireceğini nerede duracağını çok iyi hesaplamış ve biliyor.Sizi ancak kendisine çarparak durduabileceğini fark etmiş.Bu çarpma sizin gerçek hayatta ona yaptığınız büyük bir çıkışı,kızgınlığınızı,size yapılanı(hiçsin denmesi vb bir durum) belki de ona yaptığınız bir durumu gösterir.
Ona çarpmak ile birlikte o korunaklı aracınızdan mecburen iniyorsunuz.Ama korkarak elbette.Yanına gidiyorsunuz.Artık kendiniz için değil başka biri için üzülüyorsunuz.Korkuyorsunuz.Size bu kadar yardım eden birinin hayatta olmamasından dolayı bu korku.Bu ilk temastan sonra sanırım bir müddet ayrı kaldınız veya iletişimiz kesildi ki onu öldü zannediyorsunuz.Yani hayatınızdan çıkıp gitti zannediyorsunuz.Belli ki çok ağır konuştunuz.o kadar ki geri döndürelemeyecek kadar ağır bir uslup.Bu sizde çok büyük bir pişmanlık oluşturuyor.Size yapılanı sizin başkalarına yapmanızı kendinize yediremiyorsunuz.
Sonra Polise gidip teslim oluyorsunuz ki burada ki Polis sizin vicdanınız.Onun size karşı yaptıklarına karşılık sizin ona olan tavrınızdan dolayı oluşan pişmanlığınıza vicdanınız izin vermiyor ve kendi vicdanınzın sesine teslim oluyorsunuz ve onu kendi Polisiniz(!) tutukluyor.Artık o sizin için yabancı değil sizin vicdanen de kabul ettiğiniz kişi.Bu kabul sonrası öldüğünü zannettiğiniz kişi size gülümsüyor.Bu kabulden gayet mutlu.Size hiç darılmamış.Ama bu kadar şeyden sonra gayretlerinin karşılığını almış olmaktan çok mutlu,gülümsüyor.Siz yine ağlıyorsunuz ama bu ağlama ilk ağlama sahnesinde ki ağlamadan çok farklı.Bu ağlama üzüntü değil,huzur ve sukunet ağlaması.Pişman olmadan bu süreçten çıkma,vicdanen affedilmenin verdiği göreceli bir mutluluk ağlaması.Artık yüzyüze bakıyorsunuz.Bu ilişkinin başlama noktası.Şimdiye kadar o size bakıyordu siz onu görmüyordunuz.
Artık yüzyüze bakıyorsunuz.Deyim olarak yüzyüze bakmak birbiriyle her zaman görüşür, konuşur durumda olmak, karşılıklı ilişkileri sürmek, karşılıklı ilişkiyi korumak zorunda bulunmak anlamındadır.Bu korumak ifadesinin ilk testi hemen geliyor.Arkanızdan biri size vuruyor.Bu vuran bu süreci baltalamak isteyen kişi.(Bu süreçte bu ilişikiyi bozmak isteyen kimse o dur.Siz bilirsiniz)Ama sizi seven kişi anında sizi tutarak sizi tekrar otobanda ilerlerkenki sürece düşmenize izin vermiyor ve bundan sonra da izin vermeyeceğini gösteriyor.Böylece Otobanda yolda indirilmenin etkisi ile sizin beni yarı yolda bırakır mı sorunuzda cevaplanmış oluyor.
Tüm bunların tarafınızdan "test" edilmesinden sonra da kaçınılmaz olarak O'nu seçmiş oluyorsunuz.
DAB,
Selamlar.