İnsan zihni, bir buzdağı gibidir ve insanın günlük koşuşturma içerisinde maruz kaldığı olumsuz duygular, bu buzdağının altına iner.Fakat, bilinçaltında toplanan bu negatif duygular, bilince baskı yapıp bir şekilde dışarı çıkmak isterler. Bunun en uygun yollarından biri de rüyalar olduğu için baskı altındaki duygular, nispeten daha özgür bir ortam olan rüyalarla gün yüzüne çıkar.
Bu yorum, gerçekten de mantıklı ve tutarlıdır; çünkü günlük yaşamın koşuşturması içinde maruz kaldığımız ve baskı altında tuttuğumuz duygular, genellikle rüyalarda su yüzüne çıkıyor. Bunu sen de kendi hayatında tecrübe etmiş olmalısın.
Şimdi, bu yorumun rüyada eski sevgiliyi görmek ile ilgili kısmı üzerinde durup psikolojinin bu konudaki söylemine kulak verebiliriz:
Dostum, eski sevgili, eski olmasına rağmen dehşetli bir yürek yarası ve ezici bir duygu fırtınası yaşatır bize. Bu duygu fırtınası karşısında, sükûnete kavuşmuş bütün duygularımız sarsılır, oradan oraya sürüklenir. Ve biz, her sağlıklı insanın yaptığı gibi, bu ezici ve hırpalayıcı acıdan kurtulmak için "eski sevgilinin hayaleti"ni baskı altında tutmak için bilinçaltının kapalı kutusuna sürgün ederiz.
Fakat bilinçaltı, her zaman yaptığı gibi, bu hayaleti de dışarı vurmak, kusmak ister. Bunu da rüyalar vesilesiyle yapar. Dolayısıyla, rüyada eski sevgiliyi görmek, kapanmamış bir defterin "rüya aleminde" açılması şeklinde düşünülebilir.
Evet, dostum! Kapanmamış bir defter dedim. Çünkü rüyada eski sevgilisini görenlerin hepsinde, kapanmamış bir defterin yarım kalmış izlerine rastlamak mümkündür.
Zaten, birazdan aktaracağım "rüyada eski sevgiliyi görme öyküleri"nin hepsinde bu yarım kalmışlığı gözlemleyebilirsin. Yaşanmış öykülere geçmeden evvel şu tespiti yapmak istiyorum:
Rüyada eski sevgiliyi görmek, kabuk bağlamış eski bir yaranın tekrar bir nabız gibi atması ve kök vermesidir. Bu yara, büyümeden kapatılmalıdır; aksi takdirde daha büyük problemlere yol açabilir.