Lüsid rüya, bilimsel olarak kanıtlanmış mı?
Tibetli rahipler, binlerce yıldır üzerinde çalıştıkları, rüya yogası felsefesinde, rüyaları kontrol etme tekniklerini kullanmışlardır. Fenomenle ilgili en eski referansa, Antik Yunan’da rastlanmıştır. Aristoteles’e ait metinlerde bilinçli rüyadan söz edilmiştir. Fakat modern şekli ile terim, 1800’lerde konu ile ilgili tutkulu çalışmalar ortaya koymuş olan araştırmacı, Marquis d’Hervey de Saint-Denys tarafından kullanılmıştır.
1968 yılında, Celia Green, konu ile ilgili daha önce yayınlanmış kaynakları tarayarak ve bu tür rüyaları gören kişilerle iş birliği yaparak, lüsid rüyaların temel karakteristik özelliklerini belirlemiştir. Lüsid rüyanın, sıradan rüyalardan çok farklı karakteristik özellikleri olduğunu ve REM (uykunun hızlı göz hareketleri içeren bölümü) döneminde ortaya çıktığını tespit etmiştir. Bununla birlikte Green, lüsid rüyanın sahte uyanış ile ilişkili olduğunu, ortaya koyan ilk kişi olmuştur. Ardından parapsikolog Keith Hearne, gönüllü bir denek üzerinde gerçekleştirdiği deneyle hızlı göz hareketlerini kayıt ederek, lüsid rüya ile ilişkilerini incelemiştir. Hearne’in araştırmaları, ana akım bilim yayınlarının radarına girince, Stanford Universitesi’nden Stephen LaBerge, deneyleri tekrardan yaparak, bulgularını resmi olarak yayınlamıştır. Kendisi de verimli bir lusid rüyacı olan LaBerge, 1987 yılında Lüsidise Enstitüsü’nü (The Lucidity Institute) kurmuştur. Enstitününün misyonu, lüsid rüyanın doğallığını ve potansiyelini araştırmaktır. Bu bilmece, insan zekasını anlamada önemli gelişmeler sağlayabilir.