İş arkadaşım Mehmet'le ailemin aracıyla şehir içinde giderken ben markete uğramak için araçtan iniyorum. Ben indikten sonra Mehmet'in aracı götürdüğü görüyorum. Telefonla aradığımda hemen geleceğini söylüyor. Geldiğinde ailemin aracı değilde şirket aracıyla geldiğini görüyorum. Hemen arabay binip bizim arabanın nerde olduğunu ne yaptığını soruyorum. Oda arkadaşlarına verdiğini söylüyor. Ben çok kızıyorum ve bunu nasıl yaptığını soruyorum tanımadığım insanlara nasıl arabamızı verdiğini soruyorum ama Benin'le konuşmuyor. Arabayı bir yere çekiyoruz ve o sırada yüksek bir ışık ve gürültüyle bir patlama sesi geliyor. Direksiyonda ben oluyorum ve hemen aracı sürüyorum. Camları kapatalım bu zehirli birşey arabaya dolmasın derken Mehmet hayır bu oksijen patlaması ve çok fazla oksijen var dışarda camları kapatmayalım diyor ve camların arasına birşeyler sıkıştırıp kapanmasını engelliyor. O sırada benim nefesim kesiliyor ve ellerim eriyormuş gibi hissediyorum. Mehmet elindeki kağıt parçalarını yakıp çıkan dumanı bana koklatıyor. Bana oksijen fazla kağıt yakarak karbondioksit seviyesini artırıp dengeleriz diyor. Nefesim ve ellerim düzeliyor. Benim aklıma hemen nişanlım geliyor ve arayıp onada kağıt yakmasını söylemek istiyorum telefonu elime alıyorum ve telefon elimde eriyor arayamıyorum. Ailemi merak ediyorum ve Mehmet'le bize gidiyoruz. Kapıyı normal bi şekilde anahtarla açıyorum. İçerde iki tane garip erkek olduğunu görüyorum bizim mutfakta yemek yapıyorlar birisi domates diliyor diğeride yemek. Siz nasıl girdiniz eve kimsiniz ne işiniz var bizde diyorum. Mehmet'in arkadaşıyız diyorlar. Nasıl girdiniz eve diyorum biz gireriz diyorlar. Arabayı sizmi aldınız nerden biliyorsunuz evimin yerini diyorum biz biliriz biz herşeyi görürüz diyorlar. Ve bunları söylerken gülüyorlar Mehmet'e bakıyorum gözleri kan çanağı olmuş. Galiba zehirlendi diyorum. Ailemi arıyorum telefon oluyor elimde ankaradayız diyorlar neden panik yapıyosun iyiyiz biz diyorlar. Ben anlatıyorum olanları ama beni anlamıyorlar sadece sakin ol bişey yok hiçbirşey olmadı diyorlar. Kapatıyorum telefonu. Nişanlımın iş yerine gitmek için arabaya biniyorum. ( onada kağıt yaktırıp nefes almasını sağlamak için ) arabaya biniyorum ama arabamızın heryeri eskimiş ve o iki adam arabadalar ne işiniz var burda diyorum. Yanımda oturan sanki bilmiyormuş gibi sorduğu soruya bak diyorlar. Bizden kaçamazsın gidemezsin diyorlar. Sonra kayboluyorlar ve ben yola çıkıyorum. Kaçıyormuş gibi sanki nişanlımın iş yerine birinden kaçıyormuş gibi gidiyorum. Ve bir ses bizden kaçamazsın biz heryerdeyiz diyor. Ben kaçarken yakalanıyorum. Kirli sakallı ve saçı at kuyruk olan bir adamın yanına getiriliyorum. Adamın elinde bıçak var. Adama diyorumki sende bizdensin bırak gideyim nişanlım nefes alamayıp ölecek diyorum. Adam öldürürüm seni bırakamam diyor. Bende istediğini yap öldür ben gidiyorum sırtımdan bıçakla beni diyorum. Arkamdan sarılıp bıçağı boğazıma dayıyor hissediyorum bıçağın soğukluğunu. Öldür diyorum ya beni öldürceksin yada gidicem diyorum adam bana acıyor ve bırakıyor beni. Sakın onlara söyleme seni bıraktığımı kimsenin haberi olmayacak diyor ve bırakıyor.
O sırada uyanıyorum kan ter içindeyim gece saatleri ve rüyamı anlatmaya başlıyorum rüyamın yarısında ben neden rüyamı anlatıyorum kime anlatıyorum diyorum ve tam anlamıyla kendime geliyorum.
Patlama nefesimin kesilmesi ve vücudumdaki deformasyonları tam anlamıyla hissettim.
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim en kısa zamanda yorumlarmısınız..