Benim teorim şu:
Eskiden insanların tümü şaman gibi, an'da yaşayan varlıklardı. Özellikle bu dönem avcı toplayıcı döneme denk geliyor. Bunlar doğanın bir parçasıydılar, biriktirme yapmıyolardı. Her şeyi enerjisel olarak algılayıp bir nevi cennet gibi uyumlu bir şekilde yaşıyorlardı çevreleri ile. Sonra yağmacı dediğimiz inorganik varlıklar bunlara zihinlerini (yani bilgiyi, isim takmayı, tanım yapmayı, kaygıyı, kini, nefreti vs vs) verdiler ve o andan itibaren insanoğlu artık cennetinden çıkmış oldu elma ağacından bilgiyi çaldıkları için.
Elbette sonra bu dinsel anlatımlara da yansıdı.
(Teorim hoşuna gittiyse yağmacıların karşılığında bize ne verdiklerini de anlatırım.)