sisli bir havada bilmedigim hafif ormanlık kurak agaçların oldugu bir yerdeyim sisden sadece agaçların en tepesindeki kurumuş dalları gözüküyor tanımadıgım biri yanımda yüzünü görmüyorum ama beraber yürüyoruz sonrasında bana bir baykuş gösteriyor bin buna bende bununla geldim evine götürür diyor.. beyaz büyük bir baykuş..baykuşun yön kabilyetine çok güvenerek üsdüne biniyorum uçmaya başlıyoruz sis içinde uçuyor heryer bem beyaz birden kanadı bir agaç çarpıyor ve kanadının bir parçası kopuyor amam uçmaya devam ediyor agaç dallarının arasından bir darbe daha alıyor daha uzun uçamıcak konuma geliyor bende iniyorum bu sefer ben onu elime alıyorum yarasına bakmak için oda koluma konuyor yürümeye başlıyoruz havadaki sis yok olmuş ama güneşsiz bir hava var baykuş yönü tarif ediyor..derken karşımızda 3 insan beliriyor 3 erkek birinin üsdünd kırmızı bir tşört var digerlerinin yüzlerini fark etmiyorum ama kırmızılı adam tanıdıgım biriymiş konuşmak için yaklaşınca adam baykuş adamın kim oldugunu hatırlatıyor sonrasında adamın güvenilmicek biri oldugunu sezip yürümeye devam ediyorum baykuşun söledigi yöne.