Rüyâ yorumu, dînî literatürde tabir kelimesi ile karşılık bulmuştur. Tabir ise, Arapça bir kelime olup “a-be-re” fiil kökünden türemiştir. İkinci vezin olan “tef’il”’den mastar olan “ta’bir” kelimesi geçmek, geçirmek, rüyâyı tefsir etmek ve onun için en uygun izâhı yapmak manasına gelir. Tabir yaparken rüyâdaki görüntülerden bir ipucu bulmak, daha sonra bu görüntülerdeki boş ve asılsız unsurları yani nefisten kaynaklanan unsurları ilâhi unsurlardan ayıklamak gerekir. Ancak bu şekilde rüyânın esas manası ortaya çıkar. Bu ortaya çıkan mana için dilimizde “tabir” kelimesi yaygın olarak kullanılmaktadır.
Rüyâ yorumu ile alakalı vakıât ve vakayinâme kavramları da kullanılmaktadır. Vakıât kelimesi sözlükte sıkıntı, güçlük gibi anlamlara gelir. Vakayinâme ise günlük vak’a ve hadiselerin kayıtlı bulundukları eserler hakkında kullanılan bir tabirdir. Bunun yerine “ruznâme” de denildiği gibi edebiyatımızda tabirname olarak da adlandırılmaktadır. Bunun yanında tabirat-ı vâkıât, tabirat-ı rüyâ, rüyâname, seyirnâme, güzarişnâme gibi isimleri de vardır.
Tabirnâmelerin manzum olanları bulunmakla birlikte daha çok mensur olarak yazılmışlardır. İslâm dinine göre rüyâ yorumunun ehil kimseler tarafından yapılması gerekir. Yorum yeteneği olmayan kimseler rüyâ yorumu ile uğraşmamalıdır. Tabir kitaplarına bakmakla, yani yalnızca sembollerin yorumlanması yoluyla rüyâ yorumlandığı zaman yanıltıcı olabilir. Çünkü rüyâ yorumu, şahıs ve zamana göre farklılık gösterir. Sonuçta rüyâ yorumu veya te’vili öğrenmeye dayalı bir ilimdir. Nitekim âyette “İşte böylece Rabbin seni seçecek sana (rüyâda görülen) olayların yorumunu öğretecek.” buyrulması buna delildir.
Rüyâ yorumu, gelişigüzel sadece birtakım metotları bilmekle elde edilemez. Ayrıca bu hususta bir uzmandan eğitim almak zorunludur. Rüyâ, birden fazla şekilde yorumlandığı takdirde bu işten anlayan bir kimse onu nasıl yorumlarsa o şekilde gerçekleşir ve artık onun diğer şekilde gerçekleşmesi beklenemez. Bunun için bir kimse gördüğü rüyâyı rastgele kişilere anlatıp yorum yaptırmamalı, ehline danışmalıdır. Bu konuda Hz. Muhammed (s.a.v.)’in de sahabeye uyarıları vardır. Bütün bunlarla anlaşılıyor ki; rüyâ yorumu özel bir ilim olduğu için herkes rüyâyı doğru yorumlayamaz. Ancak bu ilme sahip olanlar rüyâları doğru olarak yorumlayabilirler.