Rüya yorum sitemize üye olun, düzenli olarak rüyalarınızı yorumlayalım. Eğer bir tek rüya yorumlatmak istiyorsanız konu ile ilgili başlığın altına yazabilirsiniz.
+6 oy
247 okuma
Kadim_derviş Durugörü kategorisinde Rüyakar (2.4k puan)  
CENNETLİK ADAM
    Enes bin Mâlik (radıyallâhu anh) naklediyor:
    Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile beraber oturuyorduk. Buyurdular ki:
    “Şimdi yanınıza cennetlik bir adam gelecektir.”
    Bir de baktık ki Ensâr’dan, abdest suyu sakalından damlayan ve ayakkabılarını sol eline asmış bir adam çıkageldi. Ertesi gün olunca Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) yine evvelki gibi söyledi. Bu adam yine önceki gibi çıkageldi. Üçüncü gün olunca Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz yine aynı sözü tekrar etti ve yine aynı adam ilk hâliyle geldi. Efendimiz (s.a.v.) kalkınca Abdullah bin Amr (r.a.) o adamı takip etti ve ona:
    “Ben babamla münâkaşa ettim, üç gün onun yanına gitmeyeceğime yemin ettim. Bu zaman zarfında beni evinde misafir eder misin?” dedi. Adam da kabul etti.
    Daha sonra olanları, Abdullah bin Amr (r.a.) şöyle anlattı:
    “Üç geceyi onunla bir arada geçirdim. Fakat gece boyunca uzun uzun ibadet ettiğini görmedim. Ancak fecre kadar, zaman zaman uyanıp zikretti ve tekbir getirdi. Onun hayırdan başka bir şey söylediğini de işitmedim. Üç gün geçince sanki onun amelini küçümser gibi oldum ve dedim ki:
    “Ey Allâh’ın kulu! Babamla aramda bir ihtilâf yoktur. Fakat Rasûl-i Ekrem’in senin için üç kere; “Şimdi yanınıza cennetlik bir adam gelecektir.” buyurduğunu işittim. Üç defa da sen çıkageldin. Ne gibi ameller işlediğini öğrenmek için senin yanında kalmak ve seni örnek almak istedim. Fakat senin büyük bir amel işlediğini de görmedim. Seni Rasûlullâh’ın söylediği mertebeye ulaştıran amel nedir?”
    O zât:
    “Şu gördüğünden başkası değildir.” dedi.
    Fakat ben ayrılmak için döndüğümde ardımdan seslenerek dedi ki:
    “Evet, benim amelim, senin gördüğünden başkası değildir. Ancak ben Müslümanlardan hiç kimseye karşı kalbimde en ufak bir kin tutmam ve Allâh’ın verdiği herhangi bir nîmet ve hayırdan dolayı da kimseye aslâ hased etmem.”
    Bunun üzerine:
    “İşte seni o dereceye ulaştıran bu hâlindir.” dedim.” (Ahmed, III, 166)

Yorumunuz

Adınız (isteğe bağlı):
Gizlilik: E-posta adresiniz yalnızca bu bildirimlerin gönderilmesi için kullanılacak.
Spam Koruması:
gece ne renktir?
Gelecekte bu doğrulamadan kurtulmak için, lütfen giriş yapınız veya üye olunuz.

9 Yorum

+2 oy
Üstat_Simuy_Alaca Profesyonel Yorumcu (461k puan)  
seçti
 
En İyi Yorum
Bu hikaye şimdiden favorilerime eklendi  :)  

*"Allah (c.c) yolunda en büyük sermaye iman ve sevgidir. Bir şeye inanmayan onu sevemez; sevemeyen, sevdiğine hizmet edemez. Bu yol, sevgiyle başlar, sabırla devam eder.Hak yolunda sabırsız yol alınmaz...Usulünce gidilmezse, hedefe varılmaz...."*
+1 oy
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. "Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş. Öldüğünde "Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal, "Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş. Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. Sorgu sual melekleri gelmiş. Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar. "O ip kimin? Nereden aldın? Niye aldın? Nasıl aldın? Nerelerde kullandın?" Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin kabirden çıkmış.

    - Tamam, servetin yarısı senin, demişler.

    - Aman,demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?* * *   Hayatını ve hayatın içerisinde istifade edilen lütufların hesabını vermek hafife alıncak şey değildir.

NEDEN BAŞIMIZA BİR ÖMER GELMEZ?

    Hazreti Ömer (ra) geçtiği yollardan taşları ayıklar, halkın ayağına değmesi muhtemel acıtıcı maniaları bizzat temizlerdi. Birgün yine yoldan giderken gözüne çarpan bir taşa ayağıyla vurdu. Yolun kenarına doğru yuvarlanan taş, gelmekte olan bir sahabinin ayağına çarptı.

     Buna müteessir oldu; fakat bir şey söylemeden geçip gitti.

    Aradan bir sene geçmişti. Hazreti Ömer, aynı yolda yürürken, rastladığı taşları yine ayak ucuyla vurup kenara itmekteydi. Tam o sırada, geçen sene ayağına taş değen sahabide oradan geçiyordu.

    Halife cebinden para dolu bir kese çıkartıp uzattı:

    - Buyur, bunu harçlık et!

    Sahabi heyecanlandı:8520/

    - Harçlığım var, ya Emire'l-Mü'minin!

    - Biliyorum harçlığın var; fakat buna rağmen kabul etmeni istiyorum!

    - İhtiyacım yok.

    - Peki, sen bu sene hacca gitmeyecek misin?

    - Gideceğim.

    - Öyle ise bunu al da, yol harçlığı yap!

    - Yol haçlığım da var.

    - Biliyorum ki yol harçlığın da var. Fakat ben bu harçlığı, bana olan hakkını helal etmen için vermekteyim.

    Geçen sene bu yolda taşları ayıklarken, ayağımla vurduğum bir taş, yuvarlanıp senin ayağına değmiş; ben de halkımdan birinin ayağına taş vurup acıttığım için üzüntüye kapılmıştım. Beni bu üzüntüden kurtarman ve üzerime geçen hakkını helal etmen için, bu harçlığı vermeyi düşündüm. Alır da hakkını helal edersen, beni huzura kavuşturur, memnun edersin. Biliyorsun kul hakkı başkalarına benzemez!

    Bu, o günkü devlet reisinden bir misal! Şimdi bir de o günkü halktan bir numune arz edeceğim:

    Biliyorsunuz Hazreti Ebu Zerr, komşusunun karnı açken bir Müslüman'ın kendi evinde tok olarak uyumayacağını söylüyor; elinde imkanı olan kimseleri, borç harç içinde inleyen din kardeşlerine yardım etmemeleri halinde, cehennemin şiddetli azabıyla ikaz ediyordu.

    Onun bu iddiasında samimi olup olmadığını anlamak için, bir gün kendisine bir kese dolusu para gönderip, hediye olarak kabul etmesini istediler.

    Ebu Zerr, bu parayı kabul edemeyeceğini, kendisinden daha fakir olanlara vermesi gerektiğini ısrarla söyleyince, parayı getiren köle, "Bunu sen kabul edersen benim hürriyetime kavuşacağımı söylediler" diyerek kabul ettirdi.

    O gecenin sabahında köle tekrar gelerek:

    - Size akşam getirdiğim parayı yanlış yere getirmişim. Başkasına vermem gerekmiş; parayı geri istiyorum dedi.

    Ebu Zerr'in buna cevabı şöyle oldu.

    - Ben komşumun borç harç içinde kıvrandığı bir zamanda, evimde para biriktirip, zevk-u sefa içinde yaşamamın doğru olmayacağına inandığım için, sizin verdiğiniz parayı daha akşamdan fakir ve perişan kimselere dağıttım. Şu anda sana verecek param yoktur!

    İşte bu da o günkü Asr-ı Saadet halkından bir misal!...

    Şimdi biraz daha sonraya, hicretin yetmişinci senelerine doğru geliyoruz. Tarihte zulmüyle şöhret yapmış Hacca-ı Zalim, birçok sahabenin boynunu vurmuş; mancınıkla Kabe'yi taşa tutup Beytullah'ı bile yaralamış; hayatta kalan az sayıdaki ashabın da hayarını zehir etmişti.

    İşte bu adama bir gün şöyle dediler.

    - Sen Hazreti Ömer'in adaletini, halkına karşı takındığı müşfik tavrını biliyorsun. Ne olur, biraz da ona benze. Onun gibi ol! O, halkının boynunu vurmak şöyle dursun, kazara ayağına bir taş değmesinden bile teessüre kapılıyor; bir sene sonra da olsa, helallik diliyordu.

    Haccac'ın bu isteğe tarihi cevabı şöyle oldu:

    - Doğru söylüyorsunuz! Fakat Ömer'in devlet reisliği zamanıda, Ebu Zerr gibi de halkı vardı. Siz Ebu Zerr gibi hakperest ve din kardeşlerini düşünen bir Müslüman olun, ben de Ömer kadar adil, halkını düşünen bir kumandan olayım! Siz Ebu Zerr olmadıkça benden de Ömer'e benzememi isteyemezsiniz. Çünkü size, ancak ben layığım!

 

EDEN BULUR

    Hz. İsa Aleyhisselam, bir gün yolda yürürken bir gencin, ak sakallı, ihtiyar bir adamı tekmeleyerek sürüklediğini gördü. Hazreti İsa Aleyhisselam, ihtiyarın bu durumuna çok acır. Hemen koşarak onu kurtarmak ister. Fakat ihtiyar kendisine engel olur ve şöyle der:

    - Lütfen dokunmayın, ne olur dokunmayın, beni tekmelesin.

    Bu durum karşısında Hazreti İsa Aleyhisselam daha fazla merak ederek, sebebini sorar:

    - Ben de zamanında babamı, burada, aynı şekilde tekmelemiştim. Bu genç benim oğlumdur.

    Benim babama yaptığımın aynısını, şimdi öz oğlum bana yapıyor. Babama yaptıklarımın intikamını alıyor.
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
he öylemi tamam  ::D
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
MUHTEŞEMDİ CANIM :D
+1 oy
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
SARHOŞ KOMŞU

    İmam-ı Azam Hazretlerinin genç bir komşusu vardı.

    Her gece evine içkili gelir, çıkardığı gürültü ile imamı çok rahatsız ederdi. İmam, gençten hiç şikayetçi olmaz, komşusunun haline tahammül ederdi. Bir gün başkalarının şikayetinden olsa gerek genci hapse attılar. Ertesi gece gencin sesini duymayan Ebu Hanife (r.a.) şaşırdı ve:

    - Genç komşumuzun sesleri niçin kulağımıza gelmiyor? diye sordu.

    - Efendim, o sarhoşu vali hapse attırdı, dediler.

    Ertesi sabah doğruca valinin konağına gitti. Talebeleri, Hocamız her halde valiye teşekkür edecek, diye düşünüyordu. Vali, onu görür görmez ayağa fırladı. Hürmet etti ve:

    - Ya imam! Teşriflerinizin sebebini lütfen söyler misiniz? dedi.

    O da, komşusu olan gencin serbest bırakılmasını rica etti. Vali:

    - Efendim, böyle ehemmiyetsiz bir mesele için iye zahmet ettiniz? Haber gönderseydiniz emriniz derhal yerine getirilirdi, cevabını verdi.

    Delikanlı serbest bırakıldı. İmam'la karşılaştıklarında oldukça mahcuptu. Kendisini bizzat çok rahatsız etmişti. Ebu Hanife:

    - Bak biz seni unutmuyoruz, sözleriyle iltifat buyurdu.

    Genç kısa zaman sonra tövbe etti ve İmam'ın talebeleri arasında katıldı.* * *   Onlar, kimseyi itmiyor, kınamıyor, suçlamıyor, belki sadece kendine zulmeden zavallılara acıyor ve yardım etmeye çalışıyorlardı. Başkası ne yaparsa yapsın, onlar kendilerine düşüni yapıyordu.
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
Şans yoktur! Allah neyi nasip ederse o vardır.
0 oy
Üstat_Simuy_Alaca Profesyonel Yorumcu (461k puan)  
poyraz bu hikayeler sık sık gelicek , biz bu hikayelerin altına güzel sözler yazalım ,  tekrardan hikaye atmayalım :) dini sözler paylaşa biliriz  :)
+2 oy
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
DOĞRULUĞUN SONU BÖYLE OLUR

    Adam, Harem-i Şerif'in kapısında hep aynı duayı okuyordu:

    - Ey doğrulara yardım eden, haramdan kaçınanları koruyan!..

    Ona 'Sen başka dua bilmez misin?' dediler. O şöyle açıklama yaptı bu duayı tekrar etme sebebi olarak:

    - Ben Beyt-i Şerif'i tavaf ederken ayağıma takılan şeyi eğilip aldım. Bir de baktım ki, içinde bin altın bulunan bir kese. Şeytanımla imanım mücadeleye tutuştular. 'Bin altın çok para, senin bütün ihtiyaçlarını karşılar.' dedi şeytanım.

    İmanım ise, 'Bu haramdır, boşuna saklama, sahibini bul, teslim et.' dedi. Ben böyle mücadele içinde iken birinin sesi duyuldu.

    - Burada içinde bin altınım bulunan kesem kaybolmuştur. Kim buldu ise versin, ona otuz altın müjde vereyim.

    Bin haramdan, otuz helal hayırlıdır, diyerek keseyi sahibine teslim ettim. O da bana otuz altın verdi. Bunu alıp bakırcılar çarşısında gezerken bir Arap kölenin bu paraya satıldığını görünce hemen satın aldım. Bir müddet sonra bu kölenin yanına bir kısım Araplar gelip gizlice konuşmaya başladırlar. Köleden ne konuştuklarını sordum. Saklamayıp aynen anlattı:

    - Ben Mağrip sultanının oğluyum. Babam, Habeş melikiyle cenk edip savaşı kaybetti, beni de esir alıp buralarda sattılar. Babam bunları göndermiş, elli bin altın da vermiş ki, beni satın alıp götürsünler. Sen bana çok iyilik ettin, kendi evladın gibi baktın. Bundan dolayı memnun oldum. Bunlar beni satın alacaklar sakın az altına razı olma, elli bin altına sat beni.

    Dediği gibi oldu. Elli bin altına sattım köleyi. Bu kadar büyük sermaye ile bir kısım mallar alıp Bağdat'a gittim. Orada açtığım dükkanda mallarımı satıyordum. Bir tanıdığım gelip, 'Meşhur tüccar dostum vefat etti, ay gibi güzel kızcağızı yetim kaldı gel bunu sana alalım.' dedi. Ben de kabul ettim. Çeyiz olarak birtakım tabakların üzerinde içi altın dolu keseler vardı. Hepsinin üzerinde de biner altın yazılı iken birinin üzerinde dokuz yüz yetmiş altın yazılıydı. Bunun sebebini sorduğumda kızcağız dedi ki:

    - Babam bu keseyi Harem-i Şerif'te kaybetmiş, bulan bir helalzade keseyi verince otuz altını ona müjde vermiş, geride kalan altındır içindeki.

    Bunun üzerine ben Allah'a hamd ve şükürde bulundum, bunlar hep doğruluğun, iyiliğin bereketi, diyerek olayı kızcağıza anlattım. Mutluluğumuz daha da perçinlenmiş oldu!...
Turna Rüya Tabircisi (6.7k puan)  
Teşekkürler çok güzel hikaye :)
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
RİCA EDERİM :D
0 oy
Üstat_Simuy_Alaca Profesyonel Yorumcu (461k puan)  
beğendin mi hikayeyi , senin attığın da çok güzel , dini değerlerimizi tekrardan hatırlamak bizlere iyi gelir :)
+1 oy
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
Rüyada Bildirilen Beş Sır               Önceki Peygamberlerden birisi, bir gün bir rüyâ görür. Rüyâsında kendisinden, sabahleyin kalkınca karşısına ilk çıkan şeyi yemesi, ikinci olarak karşılaştığı şeyi gizlemesi, üçüncü olarak karşılaştığı şeyi kabûl etmesi, dördüncü olarak, karşılaştığını yeise, ümitsizliğe düşürmemesi, beşinci olarak karşılaştığından da kaçması istenir.

Sabah olur. O peygamber aleyhisselâm kalkınca, karşısında gözüne ilk çarpan büyük ve kapkara bir dağ olur. Bu manzara karşısında duraklar, hayrete düşer ve kendi kendine, "Rabbim bana onu yememi emretti. Rabbim bana, gücümün yetmeyeceği şeyi emretmez" diye düşünür.

Onu yemeğe azmederek oraya doğru yürür. Fakat yanına yaklaşınca dağ birden küçülür, küçülür ve baldan daha tatlı bir lokma hâline gelir. Peygamber onu yiyerek yola koyulur.
0 oy
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
iraz gidince karşısına altın bir tas çıkar. Hemen bir çukur açarak onu toprağa gömer ve tekrar yola koyulur. Fakat biraz gittikten sonra dönüp arkasına baktığında altın tasın toprağın üstüne çıkmış olduğunu görür. Geri döner. Onu tekrar gömerek yine yoluna devam etmek üzere hareket eder. Fakat biraz gidince yine dönüp geriye baktığında, altın tasın yine dışarıda olduğunu hayretle müşâhede eder. Bu dönüp gömmeler birkaç defa tekrarlandığı hâlde altın tas yine üste çıkar. Nihâyet peygamber, "Ben, Rabbimin bana olan emrini yerine getirdim" diyerek onu gömmek için bir daha geri dönmez ve yoluna devam eder.

Biraz gidince, kendisine doğru gelen bir kuşla karşılaşır. Kuşun peşinde de bir şâhin var. Kuş, "Ey Allahın nebîsi, beni kurtar" diyerek Peygamberden yardım ister, Peygamber de onu himâyesine alarak, "Üçüncü olarak karşılaştığın şeyi kabûl et" emri gereğince onu yeninin içine saklar.

Bu arada onu avlamak için peşinden gelmekte olan şâhin gelip, "Ey Allahın nebîsi, ben aç idim. Sabahtan beri onu avlayıp karnımı doyurmak için uğraşıyordum. Tam yakalayacağım sırada onu benden aldın. Rızkıma mâni olma!" der. Bu sırada Peygamber aleyhisselâm, "Benden, üçüncü olarak karşılaştığımı kabûl etmem, dördüncü olarak karşılaştığımı da yeise düşürmemem istenmişti. Üçüncü bu kuş. Onu kabûl edip kurtardım. Ya dördüncüyü ne yapayım? Onu ümitsizliğe düşürmemem lâzım" diye düşünür. Yanında bulunan etten biraz keserek beklemekte olan avcı kuşa atar. O da onu alıp gider. O uzaklaşınca saklamakta olduğu kuşu da salıvererek yoluna koyulur.
0 oy
POYRAZ50 Astral Gezgini (175k puan)  
Yolda ilerlerken beşinci olarak pis kokulu bir cîfe, pislik ile karşılaşır. Geceki rüyâ gereğince ondan da süratle uzaklaşır. O gece rüyâsında kendisine gündüz olan hâdiselerdeki hikmet, sır şöyle izâh edilir:

"Birinci olarak, çok büyük ve kapkara bir dağ olarak gördüğün ve sonradan baldan daha tatlı bir lokma hâline gelen şey, öfke ve kızgınlıktır. Öfke, önce büyük bir dağ hâlindedir. Sabır edildiği ve yenildiği zaman baldan daha tatlı bir lokma olur.

İkinci olarak karşılaştığın altın tas, güzel ve iyi amellerdir. İyi ve güzel ameller, hareketler, davranışlar ne kadar örtülürse örtülsün, yine de açığa çıkar ve kendilerini belli ederler.

Üçüncü olarak, sakladığın kuş, sana sığınana ihânet etmemeni, himâyene almanı öğretmek istemektedir.

Dördüncü hâdise, birisi senden bir şey istedi mi, kendi ihtiyâcın olsa bile onun hâcetini görmek gerektiğine işârettir.

Beşinci olarak karşılaştığın ve kendisinden kaçtığın pis kokulu cîfe gıybete işârettir. Gıybet eden, ötekini-berikini çekiştiren insanlardan, pis kokulu cîfeden kaçarcasına kaç!..

İlgili rüyalar

+17 oy
5 yorum 278 okuma
Üstat_Simuy_Alaca 24 Eylül 2020 Durugörü kategorisinde Üstat_Simuy_Alaca Profesyonel Yorumcu (461k puan)   yazdı
+15 oy
1 yorum 128 okuma
Üstat_Simuy_Alaca 4 Mayıs 2021 Durugörü kategorisinde Üstat_Simuy_Alaca Profesyonel Yorumcu (461k puan)   yazdı
+9 oy
2 yorum 218 okuma
Karga 19 Ağustos 2019 Durugörü kategorisinde Karga Rüya Bilgesi (1.3m puan)   yazdı
+6 oy
7 yorum 402 okuma
Karga 22 Temmuz 2019 Durugörü kategorisinde Karga Rüya Bilgesi (1.3m puan)   yazdı
+2 oy
1 yorum 113 okuma
kağan0779 6 Mayıs 2020 Rüya kategorisinde kağan0779 Rüyazede (1.3k puan)   yazdı
+3 oy
1 yorum 149 okuma
Rüyazede 12 Nisan 2020 Rüya kategorisinde Rüyazede Rüya Yorumcusu (15.1k puan)   yazdı
+1 oy
1 yorum 150 okuma
hilalck 8 Aralık 2021 Rüya kategorisinde hilalck Karabasan (210 puan)   yazdı
+2 oy
3 yorum 210 okuma
qAlice 6 Aralık 2021 Rüya kategorisinde qAlice Karabasan (352 puan)   yazdı
+2 oy
3 yorum 178 okuma
Gulu 18 Kasım 2021 Rüya kategorisinde Gulu Karabasan (129 puan)   yazdı
+4 oy
4 yorum 202 okuma
alcn 10 Ağustos 2021 Rüya kategorisinde alcn Rüyazede (1.1k puan)   yazdı
+2 oy
3 yorum 244 okuma
Mertsss 3 Ağustos 2021 Tabir kategorisinde Mertsss Karabasan (300 puan)   yazdı
+4 oy
3 yorum 185 okuma
alcn 11 Haziran 2021 Rüya kategorisinde alcn Rüyazede (1.1k puan)   yazdı
+22 oy
3 yorum 384 okuma
Diylia 15 Nisan 2021 Rüya kategorisinde Diylia Karabasan (316 puan)   yazdı


Rüyada Rüya Yorumu ve Analizi rüyalarınızın bilimsel ve psikolojik açıdan yorumlanmasını ve islami tabiri için bir ortam sağlar. Rüya yorum ve tabirlerine siz de destek olabilir, bilgilerinizi ve sezgilerinizi rüya görenlerle paylaşabilirsiniz.

Rüya günlüğü olan sitemizde kişiye özel rüya analizi, rüya yorumu ve rüya tabiri hizmetleri verilmektedir. Rüyalarınızı yorumlatmak için kimden yorum istediğinizi rüyanın sonuna veya etiket bölümüne ekleyebilirsiniz.

Puan Tablosu

Rüya yazmak : -1000
Yorum yazmak: +120
Düşünce yazmak: +12
Rüya oylamak: +2
Yorum oylamak: +4
Rüyanıza en iyi yorum seçmek: +150
Yorumunuzun en iyi seçilmesi: +350
Yorumunuzun her artı oyu: +10
Rüyanızın her artı oyu: +5
Rüyanızın her okunması: +1

Özgün Rüya Tabirleri

Kategoriler

18.8k rüya

158k yorum

21.9k düş-ünce

7.8k üye

472 Aktif
0 Üye ve 472 misafir
Bugün : 18192
Dün : 23857
Toplam : 48076510
Rüya yorumu, rüya tabiri, rüya görüşmeciliği ve rüya analizi gibi kişiye özel bölümlerimiz vardır. Rüyada rüya sitemizde üyelerimize özel mesaj, duvar yazıları gibi sistemler mevcuttur. Ayrıca üye olmadan da yorum ve tabir yazabilirsiniz. Uyarı: Rüya ve yorum içeriklerinden sitemiz sorumlu değildir. Buradaki bilgiler size sadece farklı bir bakış açısı sağlar.
...