[ Takribi okuma süresi : 7 (yedi) dakika ]
-------------------
Merhaba,
Önce genel bir tasvir yapayım.
Kendi odanızda bulunmanız bir nevi “inziva” halini gösteriyor. Kendi içinize çekilmeniz, kendinizi sosyal ortamlardan kendi isteğiniz ile tecrit etmeniz gibi bir durum içindesiniz galiba. Bu durum ile geleceğe yönelik bir tefekkür haliniz var. İçinde bulunduğunuz durum ile geleceğe yönelik neler yapabilirsiniz, nelerle karşılaşırsınız bu tür düşünceleriniz var. O gördüğünüz tepeler ve dağlar arası boşluk olması henüz o tepelere ve dağlara ulaşmak ile ilgili bir plan ve hazırlık yapmadığınızı gösterir yani sadece gözlem durumundasınız. O gördüğünüz kademeleri seviyeleri aşmak ile ilgili düşünceniz var ama nasıl olacağını ile ilgili henüz bir stratejiniz yok. Balkonunuz o seviyelerin neresinde ise(eşitinde, altında , üstünde) durumu ona göre değerlendirirsiniz. Bu kısmı okuduğumda Efendimizin “Hira Mağarasından” Mekke’yi izlediği sahne gibi bir sahne canlandırdım. Baş kısımda yazdığım “inziva” ifadesini bu canlandırmaya istinaden yazdım aslında. Bu şekilde bir yaklaşım ile o tepeler ve dağlar içeriden dışarıya doğru bir yükselişi yani şehrin içinden dışına doğru bir görüntüyü temsil ediyor olabilir. Merkezden dışa doğru açılan şehir görüntüsüne kendi Hira’nızdan bir bakış hali gibi.
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Dosya:Hira_Ma%C4%9Faras%C4%B1ndan_Mekke_ve_Kabe.JPG
Beyaz kağıdın balkonda bulunması sizin için bırakılan mesaj. Geleceği bildirilen Efendimize istinaden bir bilgi, tam kelimesi ile “muştu”. Bu durum gökyüzünde ki ismi Ahmed (sav) olan Efendimizin, yeryüzüne inmeden bildirilmesi gibi bir bilgilendirmedir.
Ayette konu şöyle bildirilir:
“Hani Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi "Ahmed" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: "Bu, açıkça bir büyüdür" dediler.”( Saff Suresi, 6. Ayet)
Dolayısı ile size bildirilen beyaz kağıtta yazan bilgi aynen ayette ki gibi bir bilgilendirme olup tam zamanı belli değildir .Beyaz kağıtta ”Peygamberin Hz. Muhammed (sav) O’nun büyük rahmeti ile gece gökyüzünden yıldız gibi gökyüzüne inecek” ifadesi bence bu durumu belirtiyor. Bir sonra ki gece denmemiş ama siz belki de yazarken o şekilde yazdınız belki de bir sonra ki gece inecek şeklinde anladınız. Ancak benim hissettiğim bu zamanı sizin heyecanla yarın olması ile ilgili zannınızdan dolayı olduğu.
Efendimiz bir hadisinde;
“Allah Teala Hazretleri diyor ki: 'Ben, kulumun hakkımdaki zannı gibiyim. O, beni andıkça ben onunla beraberim. O, beni içinden anarsa ben de onu içimden anarım. O, beni bir cemaat içinde anarsa, ben de onu daha hayırlı bir cemaat içinde anarım. O, şayet bana bir karış yaklaşacak olursa, ben ona bir zira yaklaşırım. Eğer o, bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim. Kim bana şirk koşmaksızın bir arz dolusu günahla gelse, ben de onu bir o kadar mağfiretle karşılarım.”
İş’te sizin bu ḥusn-i ẓannınız beklentinizi hemen bir gece sonrasına taşıyor.
Tekrar balkon(Hira) sahnesine dönüyorum. Beyaz(pak-temiz)sayfadan size getirilmiş bir şeyi okuyorsunuz. Efendimizin Hira da ilk okuması gibi. Efendimizin o günden , irtihal-i dar-ı beka olana kadar zamanda inen Kuran-ı Kerimi hıfz ettiği için kendisi de bir nevi canlı Kurandır. Malumunuzdur Kur’ân öncelikle Levh-i Mahfûz’a, oradan Kadir Gecesi’nde yakın semâya topluca indirilmiştir. Yani Kadir gecesine kadar levh-i mahfuzdaydı,akabinde ise Efendimize yirmi yılı aşkın bir sürede peyderpey nâzil olmuştur.
Kadir gecesi, Kur'ân'ı, sema-yı dünyaya indirdik" (Kadr, 92/1)
Ayrıca Yıldız tabiri ile umumiyet itibariyle Enbiya-i izam da kastedile gelmiştir. Meselâ, Târık Suresindeki "En-Necmüs-Sâkıb" katı kalpleri delen, kapalı kapıları açıp içine nüfuz eden yıldız. İşte bu yıldız Hz. Muhammed(sav).’dir . Aynı rüyanız da Efendimizin geceyi delip inmesi gibi.
“Andolsun gökyüzüne ve gece çakıp görünene!
O, gece çakıp görünen nedir bilir misin?
Karanlığı delen yıldızdır.”(Tarık,1-2-3)
Efendimiz de gece karanlığını delip, yeryüzüne inmekte.Her Nebi bir bakıma, kendi asrı için peygamberlik vazifesi itibariyle bir yıldız gibidir ve onlara tutunanlar saadet semasına yükselirler dolayısı ile de Cenab-ı Hak ile münasebete geçerler. Allah (cc) yıldızların yerlerine kasem ederken, Hz. İbrahim'in, Hz. Nuh'un, Hz. Musa'nın ve diğer peygamberlerin göz kamaştıran mevkilerine ve Hz. Muhammed'in (sav) muhteşem makamına da dikkati çeker.(Ha-Mim rüyanıza hatırlayın) İş’te sizin gördüğünüz yıldız gibi yeryüzüne inen Efendimiz, Kadir gecesinde Kuran’ın tek seferde yakın semaya indirilişini temsil eder. Gördüğünüz gece “Kadir gecesi”, yıldız “Efendimiz”, yıldızın efendimize dönüşmesi “canlı Kur-an” olmasından dolayı “Kuran-ı Kerim”dir. Elbette bütün bunlar Allah(cc)’ın rahmeti(dünya da kullarına şefkat ve merhamet eden, acıyan)ile oluyor. Yavaş yavaş yere doğru inmesi nüzul süresini temsil eder. Yani toplamda yirmi üç yılı. (Rüyanın sonunda yazdığım kısma dikkat, Ramazan ayı bitiminde Kuran-ı Kerim tamamen nüzul etmiş olur)
Bundan sonra ki kısmı gördüklerinizin tarihsel sıralaması ile izlemeniz gerekmekte bence. İlk kısımda kağıt da yazan mesajı almanız ile sizin süreciniz başladı.Mesajı okumanız Alak Suresi(اِقْرَأْ -Oku) ‘ni temsil eder. Sonra gökyüzünden bir yıldızın inmesi gibi Kuran-ın yeryüzüne nüzulünü (inmesini) gördünüz. Bu da Târık Suresi’ni temsil eder. Bunları görünce gidip alış veriş yaptınız bu da Ahzap suresini temsil eder.
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken(kapıdan çıkmanız) üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir." (Ahzab, 33/59).
Rüyaya bağlı olarak olaylar sıralaması ile Alak, Tarık ve Ahzap surelerini inceledik. Bu sureler nuzül olarak 1 nci ,86 ncı ve 90 ncı sürelerdir. Siz kılık kıyafet ve baş örtüsü alıp gelerek Ahzap suresinde ki gibi kapıdan çıkarken aldığınız tesettür kıyafetlerini üstünüze aldınız ve emre uydunuz. Yani şu an Ahzap suresinden ilerliyorsunuz. Bir sonra ki sure Mümtehine Suresi. Kapıdan Efendimizi karşılamaya giderken ki zaman akışı ile Mümtehine Suresini ve devamını yaşayacaksınız. Genel manada Hudeybiye antlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen “kadınların imtihan edilmeleri” emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir. Bu sure, kendisine yardım alabilmek ve yakınlarının himayesini sağlamak üzere onlara bir jest yapmak amacı ile içinde açıklanmaması gereken bir sır olan mektubu götürürken yakalanan bir kadının sorgulanmasını ertesi nazil olmuştur.
Detay bilgi için :
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/M%C3%BCmtehine-suresi/5151/1-3-ayet-tefsiri
Sizde sıralamaya münasip olarak böyle bir durum ile karşılaşırsanız hatta yaptığınız işin içeriğinde yanlış bir şey olmasa bile yapmadan önce bir sonra ki kısımda yazılan ayeti hatırlarsınız.
“Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve hoşnutluğumu kazanmak üzere yola çıkmışsanız(kapıdan efendimize doğru ilerlemek-son sahne), benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri kendilerine sevgi göstererek dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr etmektedirler; üstelik rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da bildiğim halde onlara gizliden gizliye sevgi besliyorsunuz. İçinizden kim bunu yaparsa bilsin ki doğru yoldan sapmış demektir”.( Mümtehine-1)
Ve bu durumda kalmamak için yine sure de belirtilen şekilde dua edersiniz.
“Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için deneme konusu kılma, bizi bağışla! Ey Rabbimiz! Yegâne galip ve hikmet sahibi, ancak sensin.”( Mümtehine-5)
Bütün bu açıklamalardan sonra son ayette bizi bağışla ifadesinde geçen arapça “mağfiret” kelimesinden yola çıkıp mektupda geçen rahmet kelimesini Kadir gecesi ile bağlayıp son bir paragraf yazıp yorumu bitireyim.
Başta mektup da yazan O’nun “rahmeti ile başlayan”, son yazdığım ayet ile “mağfiret ile devam eden” ve sonu “cehennemden kurtuluş” olan içinde bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ( rüyada geçen Efendimizin gökyüzünden inişi olan gece) barındıran gelecek mübarek Ramazan ayının sonuna kadar açıklamaya çalıştığım nüzul sırası ile ilgili bu süreçleri (Mümtehine ve sonrasını) kendinizde izleyin diyebilirim. Elbette Mümtehine suresini sıralamaya göre yazdım.Her surede olanların aynen yaşanması ile ilgili bir öngörüm yok elbette ama bugünden başlayarak Ramazan ayının sonuna kadar Kuran-ı Kerimi nüzul sırasına göre okursanız izah etmeye çalıştığım sıralamanın önünüze çıkacak olayları değerlendirmede gerekirse tedbir almada bazen nasıl atlatacağınızı öğrenmede bazen ise önünüze çıkacak fırsatları değerlendirmede sizin için müthiş bir kılavuz olacağı kanaatindeyim.
DAB,
Selamlar.