usuf'un rüyalarla ikinci ilişkisi, köle iken efendisinin karısının onu haksız yere suçlamasıyla ve bu nedenle hapse atılmasıyla gerçekleşti. Burada iki rüyayı tamamen açıklamak için vaktimiz yok. Fakat bunları Yaratılış 40. bölümde okuyabilirsiniz. Kısacası, firavunun fırıncısı ve sakisi hapse atılmıştı ve bir gece tuhaf rüyalar gördüler. Yusuf adamların moralinin bozuk olduğunu gördü ve onlara Allah'ın yardımıyla rüyalarını yorumlayabileceğini söyledi. Kısa süre sonra Yusuf'un yorumu gerçekleşti ve saki eski konumuna iade edildi. Saki Yusuf'a yardım etmeye söz verdiyse de, çok geçmeden unuttu. Fakat Allah Yusuf'u unutmadı, ve onun rüyalarla üçüncü ilişkisi sadece kendisinin değil, bütün bir ulusun kaderini etkileyecekti. Öyküye Yaratılış 41. bölüm, 1-8 ayetlerini okuyarak devam edelim: 1 Tam iki yıl sonra firavun bir düş gördü: Nil Irmağı'nın kıyısında duruyordu. 2 Irmaktan güzel ve semiz yedi inek çıktı. Sazlar arasında otlamaya başladılar. 3 Sonra yedi çirkin ve cılız inek çıktı. Irmağın kıyısında öbür ineklerin yanında durdular. 4 Çirkin ve cılız inekler güzel ve semiz yedi ineği yiyince, firavun uyandı. 5 Yine uykuya daldı, bu kez başka bir düş gördü: Bir sapta yedi güzel ve dolgun başak bitti. 6 Sonra, cılız ve doğu rüzgarıyla kavrulmuş yedi başak daha bitti. 7 Cılız başaklar, yedi güzel ve dolgun başağı yuttular. Firavun uyandı, düş gördüğünü anladı. 8 Sabah uyandığında kaygılıydı. Bütün Mısırlı büyücüleri, bilgeleri çağırttı. Onlara gördüğü düşleri anlattı. Ama hiçbiri firavunun düşlerini yorumlayamadı. Bunun kraliyet sarayında gergin bir an olduğunu tahmin edebilirsiniz! Kudretli kralın bir isteği olduğu ve hiç kimsenin bunu yerine getiremediği için havayı endişe ve tedirginlik doldurmuştu. Tüm büyücülerini ve tüm müneccimlerini çağırtarak, onlardan rüyasını yorumlamalarını istedi. Fakat hiçbir yararı yoktu! Karanlık tarafın aracıları olarak, yardım edemiyorlardı. Birden saki hapisteyken Yusuf'un kendisi için yaptığını hatırladı. Hemen firavuna şunları söyledi: 12 Orada bizimle birlikte muhafız birliği komutanının kölesi İbrani bir genç vardı. Gördüğümüz düşleri ona anlattık. Bize bir bir yorumladı. Hapisten çıkarılıp banyo yaptırılan, temiz elbiseler verilen ve firavunun önüne götürülen Yusuf'un şaşkınlığını hayal edin. Firavunun o zamanlar bir ulusun hükümdarından çok daha fazlası olarak görüldüğünü unutmayın. O, dünyanın hükümdarıydı! Kutsal Yazılar, 15. ve 16. ayetlerde şöyle diyor: 15 Firavun Yusuf'a, “Bir düş gördüm” dedi, “Ama kimse yorumlayamadı. Duyduğun her düşü yorumlayabildiğini işittim.” 16 Yusuf, “Ben yorumlayamam” dedi, “Firavuna en uygun yorumu Tanrı yapacaktır.” Yusuf'un yanıtı, bize rüyaları ancak Allah'ın yorumlayabileceğini öğretiyor. Bir astrologa, el falı bakana veya falcıya giderseniz, büyücülerine güvenen firavun gibi olursunuz. Size yardımcı olamazlar ve verdikleri tabirler yanlış olacaktır. Rüyaları ve tabirlerini düşünürken, birkaç şeyi daha hatırlamanız önemlidir: