-Bir çocuğun düşü, bir önceki günün arkasında bir üzüntü, bir özlem, ele alınmamış bir istek bırakmış bir yaşantısına bir tepkidir. Düş, bu isteğin doğrudan, kılık değiştirmemiş bir doyumunu üretir. Çocuklarda uykuyu bozan uyaran zihinseldir- üzerinde durulmamış istek- ve düşle tepki verdikleri şey de budur.
-Düşün işlevine gelince; düşler uykunun bozucuları değil uyku bozucularını defeden bekçilerdir. Hiç düş görülmese daha derin uyunacağı sanılır ama bu yanlıştır; aslında düşler olmazsa hiç uyunamazdı. Uyunabildiği kadar derin uyunabilmesi rüyalar sayesindedir. Düşler insanları biraz rahatsız etmekten kaçınamaz tıpkı gece bekçisinin gürültüsüyle insanları uyandırmaya çalışan barış bozucularını kovalarken bir miktar gürültü yapmaktan kaçınamaması gibi.