Gerçek hayatta annem dolayısıyla kavga ettiğimiz (saç baş) annemin görümcesi ile ağız dalaşına giriyordum. Yokuş çıkıyorduk, yol ağzına geldiğimizde torununa şikayet ediyordu beni. Onunla da saç baş kavga ediyorduk. Başka bir zaman diliminde de gerçek hayattan tanıdığım, eski erkek arkadaşımın eskiden sevdiği kız ile kavga ediyorduk. O en kötüsüydü ama. Benimle kavga etmemek için kendisini zor tutuyordu. Çok kötü olursun falan diyordu bende onu dinlemeyip koluna çekinerek tırnaklarımı geçirip geri çekiyordum. O bana tekme atmaya çalışıyordu sürekli. Bir kız aramıza girip onun bana vurmasını engellemeye çalışıyordu. Kahverengi, uzun saçlı bir kız...Bende onu durdurmaya çalışan kıza "bırak vursun, senin canın acıyor, sen çekil." diyordum. Ama kız bırakmıyordu. Sonra bir anda saç baş kavga etmeye başladık. Gerçek hayatta çakma sarı olan bu kızla...Bir yerde yeşil fasulye görüyorum ama içindeki su çekilmiş, büzüşmüştü. Elime alıyorum, ne olmuş ki bunlara böyle diyorum...Taze değildi. Lastik gibi gevşemiş, tüm su çekilmişti ama çürümemişti. Sonra iki metreden daha uzun ve iri bir şey görüyorum insana benziyor ama değil gibi. Mahalle gibi bir yerdeyiz. Tüm barakar birbirine çok yakın. Bu insana benzeyen varlık insanlara zarar veriyor. Öldürüyor. Herkes kaçıyor. Bir anda tüm halk otobüslere doluşuyor ben dışarıda kalıyorum ve tabii birkaç kişi daha var. Siyah bir motorsiklet geçiyor yanımdan. Herkes değerli eşyalarını almış terkediyor sanırım şehri. Bende çantamı çıkarıp içinden cüzdanımı aldığım sırada o insana benzeyen şey arkasını dönüyor ve beni görüyor. Ben kaçıyorum, peşime düşüyor. Bir barakaya giriyorum. Odaya saklanıyorum. Yanımda bir erkek var. İkimiz aynı odaya girip kapıyı kapattık. Ben o kadar korkuyorum ki dolaba saklanıyorum. Sonra koridorda karşı barakadan bir kız ismimi sesleniyor. Daha çok korkuyorum. Anlıyorum ki o canavar benim olduğum yere geliyor. Sesini duyuyorum kapının dışından. Kapıyı açmıyor ama camı açınca o rüzgarla benim içine saklandığım dolabın kapağı açılıyor. Canavar direkt bana bakıyor. Ben çok korkuyorum. Kapıyı açıp kaçıyorum. Sonra ablamı görüyorum. Birlikte şehri terketme kararı alıyoruz. Ben diyorum ki, bize en yakın Burdur var. Hem orada benim tanıdıklarımda var kalırız orada. Anneme de sonra anlatırız diyorum. Kabul ediyor. Hem bende alışveriş yapacaktım diyor. Bakıyoruz ki canavar yine geliyor hemen büyük bir yapının içine girip merdivenleri tırmanıyoruz, hiç cam yok dışarıyı göremiyoruz. İki kat çıkıp bir yere saklanırken biri geliyor ardımızdan elinde kâğıt ve kalemle. Kayıt tutuyorum isimlerinizi söyleyin diyordu gülümseyerek ablam söylüyordu önce, sonra bende yalandan bir isim uydurdum "Buse" dedim. Not aldıktan sonra gitti. Biz harabelik bir alana geldik, oradaki kapıdan çıkacakken ayakkabılarımı değiştirmek istedim ama yenileri evdeydi. Mecburen eskileri giyeyim dedim. Siyah ve mor karışımı olan eski spor ayakkabımı giydim. Rüyamda genel olarak nereye gitsek canavar o bölgede oluyordu, bizi bulacak bir şey olacak diye çok korkuyordum. Sonra farklı insanlar vardı, bize yardım edip koruyacaklardı. Kıyafet ve zırh gibi şeyler verdiler bize. Standlar kurulmuştu çeşitli insanlar bir şeyler sergiliyordu. Pullardan yapılmış broşlar, kolyeler, boncuklu bileklikler vs vardı.