[Takribi okuma süresi: 4 (dört) dakika ]
Merhaba,
Belli bir zamandır kültürel manada olacak köklü bir değişiklik yolunda bayağı ilerlemişsiniz.Öyleki bu ilerlemenizin sonucunda samimi,gelenekselci,Anadolulu(kır da restaurant)olan mevcut kültürel pozisyonunuzdan daha modern olana doğru bir ilerleme var.(Sakıp Sabancı rüyanızda da vardı benzer bir durum hatırlayın)Bu süreç aslında bile isteye değil ama birazda çağın gereği olarak mecburen olmuş gibi.Ancak ne kadar mecburen de olsa,siz bu değişime çok hazırlıklı ve seviye seviye ilerlediğiniz bu süreçte her merhalede eski kültürden bırakmanız gerekenleri bırakıp ilerliyorsunuz.(Ayakkabı çekecekleri)
Rüyanın gidişatına bakarsanız aslında sembolik olarak şahsınız ama genel manada Türk modernleşmesini görüyorsunuz.(Kırdan kente,göçebelikten yerleşiğe,yerde yemekten retauranta vb gibi ilerleme).Üstünüzdeki şık takım elbise,cumhuriyetimizin kurulması esnasında TMBB önünde giyilen "frak" lara benziyor.Girdiğiniz restaurantta artık yeni bir dönemin başlangıcı ve bir bakıma muasır medeniyetin sınırı gibi.Siz takım elbise giyerek bu ortama dair ne kadar hazır olduğunuzu görüyorsunuz. Kıyafet, bir maddi kültür öğesi olmaktan öte, toplumsal imgelemin değerleri ile gerçek yaşamın normlarını buluşturur. Bu, gelenek ile değişim arasındaki çatışmanın savaş alanıdır.Geçmişte de gelenek ve değişim arasındaki çatışma alanlarından birini oluşturan kıyafet yeni bir uygarlık alanına uyum sağlama çabasındaki Osmanlı toplumunun tartışma konularından birisiydi.İlk girdiğinizde vestiyere ayakkabı çekeceği vermeniz,normalde fraklar ile giyilen şapkayı henüz giyememenizden.Yani mevsim itibari ile vestiyere bırakabileceğiniz bir şey yok.Şapkayı da henüz giyememişsiniz.Yani başlangıç olarak hazırsınız ama içeri için tam hazır değilsiniz.Dolayısı ile ilk olarak vestiyere Türk kültürü olarak bir yere girerken ayakkabı çıkartmak geleneğimize dair bir sembol olarak artık bu geleneği yapmayacağınız için ilk onu bırakıyorsunuz.Bu gördüğünüz çekecek ile görmediğiniz şapka arasında da bir ilişki var.Yani,duruma dair bir mecburiyet içinde bir kültürel dönüşüme razı olmuşsunuz ama sanki çıkarken de ayakkabı çekeceğini tekrar alacak gibisiniz.Bu durum bir bakıma şartlar gereği bu şekilde davranmak zorunda kaldığınızı retauranttan çıkınca aslınıza geri dönmek istediğinizi gösteriyor.
Vestiyeri geçtikten sonra sizi karşılayan adam sizi bu ortama davet eden,gelmeniz gerektiğini söyleyen kişi olabilir.Örneğin,yabancılarla iş yapacaksanız onların kültürüne haiz olan,onlardan olan ama sizi de çok iyi tanıyan bir arabulucu,komisyoncu gibi düşünebilirisiniz bu kişiyi.Onu görünce ikinci çekeceği de asıyorsunuz çünkü bir ortama daha giriyorsunuz.Bu kültürel ilerlemede derinleşme manasında.İlk giriş vestiyer öncesi idi bir çekecek bıraktınız,şimdi bir iç odaya da ha geçiyorsunuz bir çekecekde burada.Bu çekecekleri "Hans & Gretel" masallarında çocukların ormana gireken kaybolmamak ve de onları geri izleyerek çıkmak için yerlere ekmek kırıntıları serpmeleri gibi bir durum.Size ait,sizin asli kültürünüze ait,karşıda olmayan görünce direkt olarak hatırlayacağınız,ne kadar süre orada kalacağınızı bilmediğinizden geçmişimi unutursam diye korkudan dolayı oluşturduğunuz tipik bir sembol bu çekecekler.Bu çekecekler sayesinde" ben Türkiyeyi temsil ediyorum" diyince sizi karşılayan kişi "biliyorum,buyrun içeri " diyor.Sizi karşılayn kişinin uzun boylu,uzun beyaz saçlı olması tecrübesinden,girdiğiniz yeni kültürün kökleri ile ilgili sizin görgünüzden.Yani o adamın boyu uzun(kültürün ilerlemesine istinaden) saçları beyaz(50-60 yıllık)kültürün geçmiş ile ilgisinden.Ama kıyafeti vs çok eski değil.Yani sizin geldiğiniz köklü bir kültür değil.Bir nevi kendi öz kültürünüz ile yeni girdiğiniz bu Batı medeniyeti kültürünü kıyaslıyorsunuz.
İçeri girdiğinizde bir kaç Avrupa ülkesi görmeniz,yeni kültürü oluşturan bir kaç ülke mahiyetinde(Almanya-Fransa-Belçika gbi)Siz her ne kadar içeriye onlar ile birlikte olmaya niyet etmiş gibi girsenizde kendiniz hala onlardan kültürel ve inanç olarak yüksekte görüyorsunuz. (
https://cdn.islamansiklopedisi.org.tr/madde/11/elci-3.jpg) Tıpkı bu resimdeki gibi.Elbette sizin yukarıda oturabilmeniz için restaurantın öncelikle sizin kültürünüzün içinde olması gerekir.Yani sizin kültürünüzün içine inşa edilmiş bir mekan.Hem kapıda,hem içeride ki kişiler ile tokalaşmanız iki çekecek sembolleri ile de ilişkili.Bir kabul etme,onaylama durumunuz var artık.Onlarda sizin seviyenize gelince(bence bir kandırmaca var,aynı masalda ki gibi) modern tıbbın sembolü olan,eskiden tüm hastanelerde bulunan ve sessiz olmamızı söylen hemşire geliyor.Gerçek hayatta" sessiz olun emri" yerine rüyada" gözleriniz kapatın emri" geliyor ve hepinize modernleşmenin tıbbi emaresi olarak zihninizi değiştirecek,sizi geçmişten kopartacak sizin içinde içerideki Avrupalılar içinde yeni bir dönem başlıyor.O enjeksiyonu olduktan sonra geriye dönebilmek için bıraktığınız "çekecekler" artık işe yaramaz,yani "Hans & Gretel"masalı ile irtibatlı düşünürseniz masaldaki ekmekleri kuşlar yemişti,sizin "çekecekleri" de enjeksiyon ile hafızanızdan sildiler.Artık çekeceklerin yerini değil kendilerini bile hatılayamazsınız.
Bütün bu anlatımlardan sonra baş ağrısı ile uyandığınızda, aynen masaldaki benzetim gibi ormanda yolunuzu kaybettiğinizde(geçmişinizden koptuğunuzda) sizi kim karşılayacak?
DAB,
Selamlar.